Tek kanadı olmayan kuşlar yalpalayarak yürürlermiş. Hayata kanatlarıyla tutunur, bir tek onlara güvenirlermiş. Siz en güvendikleri kanatlarını elinden alırsanız, geriye yarım bir varlık kalmaz mı?
Kalbimin bir kanadı koptu. Artık ben de görmeden bakan, dinlemeden duyan ve hissetmeden dokunan yarım bir varlığım. İnsan unutuyor, aşk affediyor ama kanatsız kalpler bir daha uçamıyor.
Yeri geldi, saf dediler. Günü geldi, fazla iyimser dendi. Kolay güveniyorsun, üzerler seni. Hızlı sevme, tanımadan etme. İyiler değildir bu dünyanın zirvesindekiler, sen de çakılırsın gülerken. Bir cümle dedim, kime güveneceğimi iyi seçerim, bu cümlenin gölgesine sığındım acı gerçeğin güneşi tenimi yakarken.
Pusulası bozulan, yön duygusunu kaybetmiş bir yolcuyum. İnandığım doğrular siyaha boğuldu. Ben kendi ormanımda yeşil bir kaşifken, artık hedefsiz bir kanatsız kuşum.
Kalp krizi, doğru bilinen yanlış duygulardan da olurmuş, fark ettim. Öfke hissetmem gerekiyor, ancak hayallerimin kırıkları batıyor acımasızca. Nefretle tanışmayı beklerken, kızıl aşkın derin kökleri bu duyguya engel oluyor. Tenimin alışık olduğu göz yaşları, bu defa kurumuş pınarlarımda canlanmıyor. Kuruttular sizi de kurak hisler.
Kabus görürüz, uyanırız, sevdiğimizle konuşur ve unuturuz. Ve bazen de hiç uyanmadığımız kabuslar vardır, uyanmayı beklediğimiz. Rüyada olmadığımızı ilk ne zaman fark ederiz, biliyor musunuz? Bilinçaltımız saf bir pişmanlık duygusunu yaratacak kadar güçlü değil.
Zaman da yorulur, soluklanmaya ihtiyaç duyar bazen. Güzel anlar sonsuzluk üfler. Yelkovan durur aniden, iki uykusuz ruhun kenetlenmeye alışmış uzak elleri arasında.
Kim bilir, belki de tanımlardı bizi bir yerde bitiren. Toplumun çizdiği sınırlar arasında kalma çabası, çizgiyi aştığında kalbin kenarından düşülen dipsiz boşluk. Kaybetme korkusunun beslendiği boşluk.
Vadesi geçmiş bir itiraf, vicdana saplanmış bir sır ve pişmanlığa bürünmüş bakışlar. Parçalara bölünmüş bedenim. Kalbim, af hissini arıyor derinlerinde. Beynim, mantığın egemen olduğu topraklar. Ve ben, sevgili, bölünüyorum. Ben bir kanadı kırık kuşum, uçtuğum günleri hasretle hatırlayan. Kanatsız uçmaya çabalayan.