11 Eylül 2013 Çarşamba

Hokus Pokus, suratlar gülümseme moduna alınsın!

     Na-na-na-na, na-na, na, so,so what?!! 
Alarm yine çalar, bakarım saate 7.30 olmuş , baktığımda 11.30 olmasını şimdiden özlemişim, hadi kalk giy formanı, tara saçını, gizlice küpelerini tak kimse farketmesin sakın ha, at ağzına bi kaç lokma ve annen yine desin okul yolu taşlarla dolu...
Servis gelir, takarım kulaklıkları, bi kaç guns n roses bi kaç coldplay derken 40 dklık yolculuk bitmiş, okulun çatısı görülmeye insanların sesleri duyulmaya başlamış... 
Tamam, bu ana kadar depresif takıldım sandınız ki ben sıfır arkadaş sıfır sosyallik dolu bir kız.. Aslında hiç öyle değil, okula yaklaşana kadar offf yine dersler yine paltolar diye düşünücem ama okula girdiğim an dostlarımın bir arada konuşup gülüsürken beni görüp el sallamasıyla neşeyle onlara doğru yürüyecem. İki kız iki erkek küçük grubumla yeniden harika anılarla dolu bi lise yılı geçireceğimi düşünüp sırıtacam. Bakacaklar bana aha kendi kendine sırıtan kız, kahkaha atacaklar belki. Olsun, ben yola devam edecem...
   Ama tabi malum, önümüzde sınavlar ve stresli günler var. YGS(Yeter Gençliğimi Sömürdün sınavı) ve LYS(ygs yetmedi bi de sen Lise Yıllarımı Sömürdün) sınavlarıyla işimiz iş.. Tabi şimdiden sınavlar,dersler,ödevler,sıkılacak 40 dakikamız olduğunu unutup bana el sallayan dostlarımın yanına gitmekten ve naber gençlik! diyip yumruklarımızı tokuşturmanın zevkini yaşamak istiyorum. Dostlarınız olduğu sürece, her türlü pisliği gökkuşağına çevirebilirsiniz :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder