Bu sene aileleriyle yeni yıl yemekleri yiyerek girenler, arkadaşlarıyla parti verenler, barlarda sarhoş olup sarhoş arkadaşlarının arkasını toplayarak girenler, diyeti boş verip çikolata yiyenler, yeni yılda ilk öpücükle, ilk seni seviyorum mesajıyla, ilk yurt dışı seyahatini yılbaşında gerçekleştirenlerle ve hatta uyuyup saati kaçırarak girenler oldu.
Ben ailem ve arkadaşlarımla seksenler partisi verdim. Öyle ki, bir ara kapı açık kalmış, gelen giden belli değil! Olaya bak sen! Partiyi elinde şarap şişesiyle basan arkadaşlar, çılgın kıyafetli insanlar, hediyelerle dolup taşan bir salon ve music take the control and Everybody Dance Now!
Hani derler ya, yeni yıla nasıl girersen o sene öyle geçer. Uyuyarak giren arkadaşım için iyi bir haber değil tabi bu. Fakat diğer yandan öpücükle giren için aynı şeyi diyemem. Benim ilginç bir geleneğim vardır bu konuda. Her sene elime büyük bir dünya maketini alırım ve parmaklarımı rastgele yerlere koyarım. Fakat asla nereye koyduğuma bakmam. Böylece en sevdiğim şeylerden biri olan seyahat, yeni yılda gerçekleştireceğim şeylerden biri olacaktır. Buna inanmayı seviyorum. Geçen sene Afrika ve Balkanlar seyahatinden sonra, bir parmağım Afrika'ya ötekisi ise Balkan ülkelerine gelmiş olmalı diye düşündüm. Malum, Balkan ülkeleri pek büyük sayılmaz, o yüzden parmağım bir kerede yedi ülkeye denk gelmiş olmalı:)
2013 bazılarına göre hiç yaşanmamış olmasını dileyecek kadar berbat geçmiş, buna gerçekten çok üzüldüm. Çünkü benim için en güzel senelerden biriydi. Yeni arkadaşlar, asla eskimeyen dostluklar, tabii ki eksik olmayan sınav haftaları ancak sonrasında olan partiler, gülümsemeler, kahkahalar ve harika anılarla dopdolu bir seneydi. Umarım, 2013'ün izini silmek isteyen herkes o seneyi gölgede bırakacak bir yıl geçirir.
Ve bir kez daha, bilinmezliğe yolculuk başlar. Şu an bu sene kapalı kapılarla dolu karanlık bir koridor belki, fakat inanıyorum ki her kapı ardında bir ışığı barındırıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder