Yollar da güzeldir ama altından kanalizasyon geçer.
Sanrım ben bunu dikkate almamışım. Acaba Friends ilk bölümleri izlemiş biri olarak düşünüyorum da, gerçekten her insan için bir insan mı yaratılmış? Ya da güzel bir ilişkiden çıktığında, ne kadar güzelse bedeli o kadar kötü bir kalp kırıklığı yaşamak mı? Belki de hayat kendince böyle bir adalete sahiptir.
Bi insan sana güvenip, hoş davranıyor, senle gülüp senle aynı zevkleri paylaşıyorsa ve herkes senin düşündüğün gibi düşünüyorsa, o zaman neden gidip başkasıyla olur? Neden iki günlük biriyle olmayı tercih eder? Belki de sorun sadece öncekinin fazla iyi olmasıydı. Belki de safça ve hayalperestçe düşüncelerim beni yeniden yarı yolda bırakmıştır.
Başıma ne geldiyse fazla hayal kurmaktan geliyor. Çünkü büyük hayaller büyük hayal kırıklıkları ile dolu.
Neden filmlerdeki, kitaplardaki, hayallerdeki şeyler gerçek değildir? Mantıken her insan bunların gerçek olmasını istiyorsa, neden olmuyor? Belki de gerçekler de hayaller kuruyordur, belki de hayal kırıklıkları gerçekleri oluşturuyordur.
Eskilerin ve yenilerin savaşını kim kazanır? Yenileri tutuyorsan ve eskiler zararlı ve tehlikeliyse, seni harap edecekse ve ondan uzak durmaya çalışıp yeniye sığınıyorsan, ve yeniler seni yüzüstü bırakırsa n'aparsın?
Sonra bir bakarsın eskiler, yenileşmeye başlamış ve sen ortada kalmışsın.
Kızgınım. Kırgınım. İçimdeki dinmek bilmez ateşi kelimelerime yansıtıyorum. Ancak çekiçle kalbini kırmak istiyor muyum? Hayır. O zaman sana dönüşürüm. O zaman eskilerle yenilerin arasında, karanlığın içinde kaybolurum. o zaman yokluğun içinde başıboş bir ruh olurum.
Hatalarımdan ders alıyor muyum? Yoksa durmadan, bitip tükenmeden aynı hatalara bağlı kalıp onları yapmaktan kendimi alamıyor muyum?
Keşke bu hissi söküp atabilsem. Geçici bir huzur, sahte bir neşe. Ama hayır, bunu yaşamalıyım. Her sancı, bir sonrakinde daha güçlü kılar seni. Gelecek için ödenmiş minik bir bedel.