bir otobüste,
yağmuru izlerken,
kulaklıkları takmışken,
başını cama yaslamışken,
gözünden bir damla yaş usulca süzülürken...
Bazen,
Herkes güldüğünde gülersin,
Yapay gülümsemenle,
Cansız enerjinle,
Üzgün.
Kalabalığın arasına sıkışmış bir yalnızlık.
Bazen,
Anlamsız gelir.
Şanslısın. Mutlusun. Dışarıdan bakılınca harika bir yaşama sahipsin.
Ama içeri girdiğinde...
Kendin bile ne eksik olduğunu bilemezken..
Eksikliğin kendisi olursun.
Güçlüyüm. Mutluyum. Dostlarım. Hep yanımda olmuş, olan ve olacak dostlarım. Şans. O zaman kayıp parça ne? Beni düşüncelere boğan, derinlere daldıran, anılarda boğan katil düşünce ne?
Neden? Tüm soruların gelmiş geçmiş en büyüğü. Kim olduğunu kaldırabilirsin, peki ya nedenini?
Binlerce düşüncenin savaş açtığı bir zihinde,
Duygularına güvenemezken,
Seni yarı yolda bırakan göz yaşları,
Duvarını kıran tek bir söz.
Ve sonra... Devam etmeni sağlayan güç nerede?
Bomboş.
Kayıp.
Paramparça.
Ama ayakta.
Nedenini bilmeden .
Çözümünü bulamadan.
Sadece hassas.
Bazen dostların yardım edemeyeceği şeyler vardır. Bazen bir köpeğin sevgi dolu bakışı çözümken, çoğu zaman müzik ilaçtır. Kendini bulduğun satırlar bastonundur.
Yıldızlar,
Bana göz kırparlar.
Neden?
Bu bir işaret mi?
Yoksa yeniden hayal gücümün ürünümü?
Hayal.
Gerçekten kopmak için bir bilet.
Yolculuk.
Müzikle yapılan, hayallere götüren bir yolculuk.
Gerçeklerden kopmak belki de tek çözüm.
Ya da gerçeğe sıkı sıkıya sarılmak.
Sarmalamak.
Ve sonra
Yıldızlar arasında,
Uzayın derinliklerinde,
Huzurlu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder