Müzik...
Güneşin doğuşuna piyano tuşlarıyla eşlik etmek..
Yağmurlu bir öğleyi gitar telleriyle yaşamak..
Dolunayın aydınlattığı geceyi baterinin ritmiyle canlandırmak..
Fotoğraf...
Çektiğin her karede kendinin bir yansımasını görmek,
Doğanın en güzel yanlarını ölümsüzleştirmek,
Sonsuz anılar nehrine katkıda bulunmak...
Film...
Hayatının filmini yapmak,
Anıları canlandırmak,
Hayatının kontrolünü elinde tutmak, Yaratıcı olmak..
Yazı..
Bırak, kendini kelimelerin ifade etsin..
Söyleyemediğin her şey kelimelerde hayat bulsun..
Hüznünü, sevincini, öfkeni mürekkebin paylaşsın..
Ve bu kadar sevdiğin iş varken, sen git doktor ya da mühendis ol. Sanat senin bir parçan olduğunda, neden sayısal zekam yok diye hayıflanacak mısın, yoksa sahip olduğun şeyin bir zayıflık değil bir hediye olduğunu fark edecek misin?
Ve gün gelecek, notalar sessizleşecek..
Anılar fanileşecek..
Renksiz film şeritleri birikecek..
Kelimeler tükenecek..
İşte.. Bir parçanı kaybettiğinde, hayatından renkler ve gülücükler tek tek silinirken, ve sen başkalarının istediği şeylere boyun eğdiğinde, içindeki ışığı söndürmüş olacaksın.
Ancak, daha yolun başı. Seçimlerin sırası. Yolunu iyi belirle, yüreğinin sesini dinle. Bırak, notalar ve kelimeler sana eşlik etsin. Yol, parlak bir ışıkla kaplı.. Peki, o yolu seçmeye cesaretin var mı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder