25 Nisan 2014 Cuma

Bir yılı devirdik tatlı yabancı.

 Ve bir yılı doldurduk.. Kocaman, kabına sığmayan, hüznüyle neşesiyle, hayaliyle ve kırıklarıyla, inanılmaz tesadüfleriyle ve bir kaç veda, üç beş tane "Selam, tanıştığımıza memnun oldum." sözüyle.. Çok çabaladık, çok hayal kurduk, çok düştük.. Her düştüğümüzde kalkmasını bildik. Pes etmeden, yılmadan, engellere güçlü bir tekme savurduk. En büyük dostumuz kulaklığımız ve artık yer kalmayan günlüklerimiz oldu. Bizi gülümseten şarkılar, yerini ağlatanlara bıraktı.. Bazen hiç umursamadık, çocuklar gibi attık kendimizi yeşilin en güzel tonlarına. Yattık çimenlere, yumduk gözlerimizi. Güneş tenimizi ısıttı, yıldızlar göz kırptı. Tatlı dilekler diledik, masum dedikodular ve ilginç insanlara ilginç şakalar yaptık; şakalarımızla zihinlere kazındık, ödevlere konu olduk. Tek parmağımızda ojeler, kulağımızda elma küpeleriyle dolaştık. Lüks sokaklarda, marka kadınların arasında eşofmanlarla dolaştık, Lennon abi ile fotolar çekildik, küçücük odalarda çift kişilik partiler verdik.. Üzüldük, gözlerimiz ıslandı, en büyük ilacı sunduk birbirimize: Anlayış dolu bir sarılma. Biraz dondurma. Battaniye ve peluşlarımızı alıp ziyarete gittik, hüznümüzü paylaşmaya.. Sınavlar arasında, tebeşir kaplı ellerle, karışık tost tadında geçirdik yılımızı. Bazen farklı kişilerle aynı yerlere gittik, bazen aynı kişilerle farklı yerlerde buluştuk. Her karakterden insanı tanıştırdık; ressamıyla, doktoruyla, zekisiyle, tatlısıysa, rockerıyla, izmiriyle, istanbuluyla, eskisiyle, yenisiyle, particisiyle, gezginiyle, zencisiyle, penfriendiyle, tatlı şeytanıyla, beyaz meleğiyle, güleniyle, fenerlisiyle, uyumlusuyla, uyumsuzuyla her cinsten kişiyi birbirine bağladık.. Her renkten kattık, her yeri rengarenk yaptık. Sıkıldık, bunaladık, saatin tik taklarını sayarken baterist olduk, satranç şampiyonu çıkardık, hope'u yerde ararken gökte bulduk, .japonuyla fransızı karşılaştırdık, kek yaptık, sosunu kendimiz yedik.. Etraf çikolata kaplı, kaçırılan servisli, mavi woswoslu, minik havlamalarla doldu. Fotoğrafları yırttık, yırttıkça yerine yenilerini getirdik. Kelimelerimiz zihnimizden taştı, ağzımızdan döküldü. Bedelini ödediysekte tatmin olduk. Kelimelere kelepçe takmadık. Düşüncelerin kafesini açtık, onları özgür bıraktık.
  Ve bir yıl oldu işte.. Bu blogu açarken, kafese tıktığım düşünceleri tanımadığım kişilerle paylaşmayı düşünmüştüm. Ruh halimden kopan müzikleri, ani kararları, değişik düşünceleri, bulutlu hayalleri yazdım. Twitter'da tehlikleli düşünce savaşları, Facebook'ta fotoğraf yarışları ve Whatsapp durum kavgalarından uzak kendime küçük bir dünya açtım. Gözlerden ırak, saklı bir bahçe..
  Ve düşündüm.. Belki çok uzakta, çok farklı bir yaşamda, birbirimize yabancı iki kişiyizdir. Tek bir yazıma bile bakıp gülümsediysen, birbirimize artık yabancı değiliz :) Tek söylemek istediğim şey:
"Selam, tanıştığımıza memnun oldum tatlı yabancı."


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder