21 Temmuz 2014 Pazartesi

Geçmiş Kokan Kitaplar

   Geçenlerde Kadıköy'e gittim. Güneş batarken bir cafede kahvelerimizi içiyorduk. Gökyüzü ardında harika bir tablo bırakırken, Kadıköy sokaklarında yürümeye başladık. Devasa bir kitapçı gördüm; en yeniler, çoksatanlar, konularına göre sıra sıra dizilmiş kitaplarıyla insan kalabalığına boğulmuş; ışıl ışıl bir kitapçı. Ve hemen alt sokağında bir sahafa girdim. O sahafa girdiğim an hissettiğim duygu tarif edilemez. İlk başta küçük bir dükkan gibi görünüyordu. Her yıldan, benden belki yüzlerce yaş büyük, kitap gibi kitaplar vardı. Dükkanda biraz yürüdük, dünya tatlısı yaşlı bir adam güleryüzle bizi karşıladı. Dükkanın sonunda bir asansör vardı; ancak o modern araçlar gelmesin aklınıza. Bu eski fakat çok tatlı bir asansördü. İçine girdik, dört duvarı da posterlerle, yazılarla, plakalarla ve bu tip şeylerle süslenmişti. Daha asansörü tam inceleyemeden kocaman bir odaya geldik. Ben hayatımda bu kadar kitap gördüğümü hatırlamam. Bir sürü dolap vardı; raflarından kitap fışkıran. Gizlice bir kaç kitabı koklama fırsatı buldum; geçmiş kokuyorlardı... Keşke daha çok zamanım olsaydı, o zaman hiç bir kitap elimden kaçamazdı. Tüm gece yeni dostlarımın arasında oturup olabildiğince fazla satırda kaybolurdum. Her kitabın bir hikayesi vardır; anlattığı konudan bahsetmiyorum. O sahafa nasıl geldikleriyle ilgili hikayeler bunlar. Sayfaları yırtılacakmış gibi görünen bir kitaba bakıyorum. Belki de sen eskidiğin için bir çöp kutusuna atılmışındır, belki de bu tatlı adam seni kurtarmıştır. Pembesi solmuş bir kitap var karşımda... Küçük kız çocukları senden sıkılıp gıcır gıcır kitaplar almak için mi seni buraya verdi acaba? Yere oturduğumda tavanlara kadar uzanan kitapları görüyorum, yüzümde bir tebessüm kalbimde bir neşe... Bir süre sonra asansörle yeniden aşağı iniyorum, ancak bu büyülü yer düşündüğümden de büyük.. Depoya inen merdivenlerden inerken, aslında aşağıda bir depo değil, yeraltı cenneti olduğunu görüyorum. Belki yüzlerce kitap, bu yeraltı cennetinde yeni sahiplerini bekliyor.. Ne yazık ki zamanımız kısıtlı, bu yüzden ancak bir kaç tanesini kurtarma fırsatımız oluyor. Ancak bir şeyden eminsem, bu büyülü sahafa bir kere daha ayak basacağım ve belki tüm günü yeni dostlarımla geçireceğim.
   Kadıköy elbette yalnız sahafların yeri değil. Gençlerin, genç ruhlu insanların, dans ve müzik seslerinin yükseldiği bir yer. Belki de İstanbul'un en güzel yerlerinden biri... Sokak çalgıcıları, kenarda oturup gülüşen gençleri, bir sürü ilginç eşya satan dükkanları, leziz restoranları ve çok daha fazlasıyla tam bir Avrupa mekanı. Kesinlikle herkesin bir gecesini geçirmesi gereken bir yer. Çok ilginçtir ki, hem "eski"yi hem de "yeni"yi fazlasıyla hissedebildiğiniz bir yer burası...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder