Gece laciverte boyanmıştı; parlak bir laciverte.. Yıldızlar tüm ihtişamıyla gökyüzüne saçılmıştı..
Bir kız o sırada bir binanın en yüksek noktasında; bir terasta yatıyordu. Yerler soğuk ve rahatsızdı; ancak onun umurunda bile değildi bunlar. O; buz gibi yerde yatıp, gökyüzündeki sanat eserini izliyordu.. Yüzünde hayranlıkla oluşmuş bir yarım gülümseme, kalbinde belirsiz bir mutluluk ve hayallerin tatlı sarhoşluğu ile..
Ve bir yıldız daha kaydı bu müzik eşliğinde..
Bir dilek diledi.
Masum bir dilek.
Gözlerini kapattı; hayallere daldı. Müzik yükseldikçe, içindeki heyecan da yükseliyordu. Bir kez daha müziğin onu kontrol etmesine izin verebilir miydi? Duygularını daha yoğun yaşamaya ve kelimelerle tarif edilemez bir mutluluğa ulaşmaya? Müziğin büyüsüne kapılmıştı. Artık onu kulaklarıyla duymuyordu; tüm ruhuyla hissediyordu.
Ve birden gözlerini açtı.
Artık o; terasta yatmıyordu.
Artık o; yıldızların arasındaydı..
Her yer ve her şey yıldızlardı sanki. Parlak. Göz alıcı.
O; sonsuzluğa ulaşmıştı.
Ve bir müzik kaydı gecenin içinde.. Ardında beyaz ve parlak izini bırakarak.. Hiç bir yıldızın parlak olamayacağı bir şekilde.. Hayaller, düşler ve dileklerle kaplı bir müzikti bu.. Sonsuzluğa kayıyordu..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder