Hani derler ya hayat bir yolculuktur. Kerouac der ki, life is a foreign country. Ne de güzel demiş adam, düşünürsün böyle sözlerde. Her gün yepyeni bir keşiftir. Tanıştığın her insan, hayatına katılan farklı bir hikayedir. Sen tanıştığın hikayelerin kadar zenginsindir. Ne kadar kalınsa bir roman, içi ne kadar derinse ve ne kadar siyahla beyazı unutturuyorsa o kadar değerlidir. Sana ne kattığı, sende ne değiştirdiği ve seni nasıl birine dönüştürdüğü kadar etkilidir. Bir roman, o anı unutturmaktır. Bir insan, kimliğini unutturmaktır. Unutturacak insanlar gelir, unutmak istenen anılarla bırakıp giderler. Üç noktaların kaynağı olur bu unutulacaklar...Bir müzik, bir insana mı değerdir? Sadece tek kişinin anıları mı sığar bir melodiye? Eğer izler siliniyorsa, anılar soluklaşıyorsa müziğin de etkisi azalır mı? Ya da tam aksine, müzik her şeyi geri getiren güç müdür?
Etrafa dağınık kelimeler saçılmış. Seç, beğen, al. İmkansız üçlü. Seçmek için bilmen gerekir, hangisine ihtiyacın olduğunu, Beğenmek için sabit olman gerekir, değişmediğine inanmak için. Almak için kararlı olman gerekir, tek kullanımlık bir kelime için. Öyle kelimeler vardır ki, yalnızca tek kullanımlıktır; doğru kullanın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder