8 Mart 2018 Perşembe

Tek Renkli Gökkuşağı

  "Uçarım ben kendimden bilinmez diyarlara."   -Sena Şener

   Atarım kendimi bu altlardan, üstlere düşerim tepetaklak. Yukarı düşüş başladığında, anlarım aslında düşmek kendimi anlamak için. İlk adım boşluğa atılmalı ve boşluk seni yutmalı, ta ki kendi benliğine düşene dek.

  Karanlığa soyun, üstündeki kılıfı kesip at. Beden dediğin cansız bir kabuktan başka nedir ki? İçindeki renge odaklan, bırak etrafı aydınlatsın. Hiç ruhunun rengini merak ettiğin oldu mu? Derin bir okyanus lacivertidir belki; zehirli sırların yüzdüğü. Ya da yalancı ve sahte bir pembedir; çatlak bir maske misali. Baştan çıkarıcı bir bordoya ne dersin? Fazla mı iddialı? Ürkek yeşil benekler vardır belki ruhunda. Çekingen, utangaç ve yapayalnız.

  Çocukken ruhumuz saydamdı. Her tür rengi içimize katar, çok daha canlı yansıtırdık. Özgürlüğü hisseder, gökyüzü mavisini alırdık. Sevgiyi tüm kalbimizle ve en masum halimizle alır, onu pembeye boyardık. Neşe vardı, katıksız bir mutluluk ve kabına sığamayan bir merak. Hepsini aldık ve gün batımı renkleriyle boyadık ruhumuza. Yeşili fıstık renginden başladık, en koyu tonuna kadar ince ince işledik; onlar farklı deneyimlerimizi simgeledi.

  Ve yıllar ilerledi, ruhumuzda kırışıklıklar çıktı. Hayatımıza girenler ve çıkanlar, bize yeni hisler hediye ettiler. Bazıları yarısı kayıp kalpleriyle geldiler; halbuki tek istedikleri diğer yarımı bulmaktı. Ve öyle insanlar uğradı ki durağımıza, ayrılışları ruhumuzdaki renklerden birçoğunu söndürdü. Ve o güzelim saydam ruh, artık çok daha opak ve homojen bir halde şimdi. Kısıtlı renkler toplanmış;o tek renkten oluşan bir gökkuşağı şimdi.



 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder