Mezuniyet alanında oturuyorum. Aradan bir
üniversite yılı geçti. Bir seneyi bir sayfaya dolduramam; ne var ki kampüsün
tek bir köşesini sığdırmayı deneyebilirim.
İlk gün. Heyecan dorukta. Oda arkadaşımla
oryantasyona gelmişiz, çömezliğimiz yüzlerimizden belli. Herkes hazırlık,
gelecek sene okuyacağı bölümün sırasına geçmiş. Psikoloji grubuna geçtiğim gibi
başladım konuşmaya. Tanıştım insanlarla. Nasıl oldu anlamadım, iki dakikada
tanışıp öbür gün Kadıköy'e inme planları yapmışım. Ekibi kurduk: Beş kız. Beş
psikoloji adayı. İndik mezuniyet alanına, sağımda solumda yeni arkadaşlar.
Mezuniyet alanındaki ilk günüm. Karşımda rektör konuşmaları, arka planda neşe
saçan şarkılar ve cıvıl cıvıl bir üniversite gençliği.
Tüm bir sene geçti. Buraya ilk gün tanıştığım
arkadaşla geldik, çay artı dedikoduya. Aylar boyu yeni sınıflarla tanıştım,
yeni yüzlerle geldim bu tahta sıralara. Bir gün okul dışından çok yakın dostum
geldi, salsa yaptık tahtalarda. Bir gün bulutların ardından güneşi gördük, uzandık
ve güneşlendik çimlerinde. Bahar geldi, açık hava sinemasına geldik. Kampüste
ilk sabahlamamı ben burada yaptım. Çimlere uzanıp tüm gece film izleyerek gün
doğumunu izledik. Kah günü batırdık, kah gün doğumunu izledik. Ve tabi bu
mezuniyet alanı başka ilklere imza attı. Gece yarısı yıldızlar siyaha beyaz katarken ve
dolunay tüm ihtişamıyla parlarken, farklı hislerle bir randevuya çıktım.
Biriyle geldim buraya gece yarısı. Öyle tatlı sohbetlere seyirci kaldı ki bu
tahtalar, geleceğin habercisiydi. Bay Bilgiç ile nice gece yürüyüşlerinin son
durağı oldu burası. Sıcacık kahvelerimizin tatlı sözlere karıştığı yer oldu. Farklı
bir sevgi türüyle tanıştım, çok önemli bir başlangıca sebep oldu. Hayatımda
yeni bir bölüm açtı burası. O bölümde müziğimizi alıp uzandık tahtalara. Gün
batarken, Pink Floyd arkada şarkı söylerken, sözlerimiz bitti. Bakışlar dile
geldi. Soğuk gecelerde sıcak duygularla ısıttı içimizi.
Mezuniyet alanı beş senenin sonunda çok
hüzünlü bir yere dönüşecek benim için. Üniversitenin sonunu simgeliyor. Ancak
ne ironiktir ki, aynı zamanda çok önemli bir başlangıç noktası burası. Hayat
boyu sürecek dostluklara imza attı. Dolunay ışığında farklı bir sevgi türüyle
tanıştırdı beni. Bol kahkahalı, nostaljik bir yer haline geldi. Yemyeşil
çimleri, eskimeye yüz tutmuş tahtaları ve ormanın ardında kaybolan güneşiyle
kalbimde bir yer etti.
Mezuniyet
alanında oturuyorum. Anılar canlanıyor gözümün önünde. Kampus bomboş, mezuniyet
alanında tek bir ben. Beni lisem kadar bağlayacağını düşünmemiştim buranın hiç.
Lise vazgeçilmezdi, kalbimin fatihiydi. Fakat şu an burada otururken, kalbimin
bir kere daha fethedildiğini fark ediyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder