5 Haziran 2016 Pazar

Mezuniyet Alanı

   Mezuniyet alanında oturuyorum. Aradan bir üniversite yılı geçti. Bir seneyi bir sayfaya dolduramam; ne var ki kampüsün tek bir köşesini sığdırmayı deneyebilirim.
  İlk gün. Heyecan dorukta. Oda arkadaşımla oryantasyona gelmişiz, çömezliğimiz yüzlerimizden belli. Herkes hazırlık, gelecek sene okuyacağı bölümün sırasına geçmiş. Psikoloji grubuna geçtiğim gibi başladım konuşmaya. Tanıştım insanlarla. Nasıl oldu anlamadım, iki dakikada tanışıp öbür gün Kadıköy'e inme planları yapmışım. Ekibi kurduk: Beş kız. Beş psikoloji adayı. İndik mezuniyet alanına, sağımda solumda yeni arkadaşlar. Mezuniyet alanındaki ilk günüm. Karşımda rektör konuşmaları, arka planda neşe saçan şarkılar ve cıvıl cıvıl bir üniversite gençliği.
  Tüm bir sene geçti. Buraya ilk gün tanıştığım arkadaşla geldik, çay artı dedikoduya. Aylar boyu yeni sınıflarla tanıştım, yeni yüzlerle geldim bu tahta sıralara. Bir gün okul dışından çok yakın dostum geldi, salsa yaptık tahtalarda. Bir gün bulutların ardından güneşi gördük, uzandık ve güneşlendik çimlerinde. Bahar geldi, açık hava sinemasına geldik. Kampüste ilk sabahlamamı ben burada yaptım. Çimlere uzanıp tüm gece film izleyerek gün doğumunu izledik. Kah günü batırdık, kah gün doğumunu izledik. Ve tabi bu mezuniyet alanı başka ilklere imza attı. Gece yarısı yıldızlar siyaha beyaz katarken ve dolunay tüm ihtişamıyla parlarken, farklı hislerle bir randevuya çıktım. Biriyle geldim buraya gece yarısı. Öyle tatlı sohbetlere seyirci kaldı ki bu tahtalar, geleceğin habercisiydi. Bay Bilgiç ile nice gece yürüyüşlerinin son durağı oldu burası. Sıcacık kahvelerimizin tatlı sözlere karıştığı yer oldu. Farklı bir sevgi türüyle tanıştım, çok önemli bir başlangıca sebep oldu. Hayatımda yeni bir bölüm açtı burası. O bölümde müziğimizi alıp uzandık tahtalara. Gün batarken, Pink Floyd arkada şarkı söylerken, sözlerimiz bitti. Bakışlar dile geldi. Soğuk gecelerde sıcak duygularla ısıttı içimizi.
   Mezuniyet alanı beş senenin sonunda çok hüzünlü bir yere dönüşecek benim için. Üniversitenin sonunu simgeliyor. Ancak ne ironiktir ki, aynı zamanda çok önemli bir başlangıç noktası burası. Hayat boyu sürecek dostluklara imza attı. Dolunay ışığında farklı bir sevgi türüyle tanıştırdı beni. Bol kahkahalı, nostaljik bir yer haline geldi. Yemyeşil çimleri, eskimeye yüz tutmuş tahtaları ve ormanın ardında kaybolan güneşiyle kalbimde bir yer etti.

  Mezuniyet alanında oturuyorum. Anılar canlanıyor gözümün önünde. Kampus bomboş, mezuniyet alanında tek bir ben. Beni lisem kadar bağlayacağını düşünmemiştim buranın hiç. Lise vazgeçilmezdi, kalbimin fatihiydi. Fakat şu an burada otururken, kalbimin bir kere daha fethedildiğini fark ediyorum. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder