Yabancı. Uğruna sayfalar yazılacak bir kelime. Farklı anlamlarla dolu, ucu açık bir sözcük. Hiç tanımadığın insanı tanımlarsın bu kelimeyle. Henüz tanışmadığın bir hikayedir. Henüz ayak basmadığın topraktır. Henüz kalbinin tatmadığı bir histir. Bilinmeyen, gizemli bir yanı vardır bu sözcüğün. Tanıdığın an etkisini kaybeder. Fakat bir de öbür yüzü vardır ki en acımasız tanım burada yatar.
İnsanlar vardır; seversin, paylaşırsın, anılar biriktirirsin. Bazıları sana aşkı tattırır, bazıları ise dostluğun en renkli hallerini. Farklı renkleri yaşatan dostlar, hem siyahta hem beyazda yanı başındadır. Zaman akar, ardında ne kırıklar bırakır bastıkça kanatan. Zamanın altına süpürürsün onları, ne var ki daima arkada birkaç tane kırık kalır gözden kaçan. Birikir ve birikir. An gelir, bir dostluğun sımsıkı ilmiklerini gevşetir bu kırıklar. An gelir, gevşeyen ilmikler ardında iki yabancı bırakır.
Yabancılaşma. Ardında mutlu anılar bırakan, nice zaman omuz paylaşan ve sırlara ortak olan iki dostun bir zaman sonra birlikteyken iki sıradan arkadaşa dönmesi.
Yabancı. Öyle insanlar vardır ki yıllarca tanıdığını sanırsın, an gelir karşında bulduğun insanla yeniden tanışma ihtiyacı hissedersin. Selam sana tanıdık yabancı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder